Trendyol Süper Lig'de Fenerbahçe kendi evinde Fatih Karagümrük ile karşı karşıya geldiği müsabakada 2-1 galip gelerek sahadan ayrıldı.

“If it bleeds it can die” 

Fenerbahçe için son 4 maçta benzer şeyleri konuşuyoruz. Önyargılarımızı yıkan İsmail Kartal,  A planını ne kadar doğru kurgulasa da en fazla antrenörlük becerisini göstermesi gereken anlarda maalesef sınıfta kaldı. Yüksek bir krediyle çıktığı 16 maçlık periyottan sonra takımın temel taşlarının eksilmesi çok büyük bir zorluk olsa da bizlere farklı, yeni bir oyun gösteremedi. Kartal’dan beklentim; bu durumu kendisi için bir şans olarak görüp, kariyerinin en özgüvenli döneminde as oyuncularından yoksun şekilde de olsa oyun olarak farklı ama güçlü bir Fenerbahçe izletmesiydi. Bu dönemde rakibinin de puan kaybetmesiyle liderliği korusa da okyanustaki küçük balıkların ve rakibinin iştahını artırmak uzun maraton için duruşuna zarar verdiğini düşünüyorum. Fenerbahçe oyun olarak yenilmez bir liderken şu an yara almış şekilde tahtında oturuyor.

Bağımlılık

Fenerbahçe'de sahada sorumluluğu paylaşan 3 ana yabancı oyuncunun (Fred-Dzeko-Tadic) yaş ortalaması 34. Yüksek tempo ve yoğun takvimde bu oyuncuların doğru olarak korunmadığını anlamak zor değil. Nitekim sakatlanan Fred sezonun kritik virajında hala takımla çalışabilmiş değil. Tadic ve Dzeko ne kadar özverili olsalarda saha içinde tempo olarak geriye gittiklerini söylemem gerekiyor. Nicelik olarak geniş görünen Fenerbahçe kadrosunda A plan oyununa uyumlu ve ikna görünen oyuncu sayısı 12-13 civarında. Antrenör ekibinin bu duruma çözüm üretemiyor olmasıyla, sadece tek bir olasılık kalıyor: A kalite oyuncu sayısını artırmak…

Fenerbahçe devre arasında sakatlanan oyuncularının aynı form grafiğinde döneceklerini varsayıp fal bakmadan aynı kalite oyuncuları kadrosuna eklemek zorunda… Stoper ve orta sahaya alternatif değil gerekirse sezon başındaki plana dönüp, Becao ve İsmail’i yedek bırakacak kalitede oyuncu almak zorunda. Çünkü Fenerbahçe oyunu Fred-İsmail-Becao-Djiku dörtlüsünün hem sert hem de iki yönü de oynayan, tempo ayarlayan kaliteye bağımlı halde… Bu oyuncuların eksikliğinde çözüm üretilemiyor. Samet, Oosterwolde, Crespo ve Fredsiz 8 NO oynayan İsmail Yüksek maalesef hayal edilen oyunda değersiz oyunculara dönüşüyorlar. Ancak kurguyu değiştirerek başka bir oyunda değerli hale gelebilirler.

Maç başlangıcında Fred yerine Crespo olacağını düşünsekte aslında orta sahada iki değişiklik vardı. Crespo'nun İsmail yerine 6 numara, Fred yerine ise İsmail’in 8 numarada oyuna başladığını gördük. Bu tercih rol dağılımı açısından bir mantık taşısa da İsmail’in oyun karakterinin falsoları yüzünden dezavantaja dönüştü. Sene başında ayağında çok fazla top tuttuğu için eleştirilen İsmail zamanla tekniğini aklıyla birleştirerek Fenerbahçe'ye ve milli takıma çözüm olmuştu. Ezberlerin ve şablonların bozulduğu bu maçta İsmail’in topla oynama aşkı Crespo'nun uyumsuzluğuyla birleşti. Rotasyon oyuncularının hata yapma korkuları oyun akışkanlığını azaltıyor. Bu durum sonucunda saha içinde sürekli birbirine pas atacağı yeri gösteren garip anlar oluşuyor. Bu takım içi kalitenin heterojen dağıldığını gösteriyor.

Ezber Değişiklikler

Dakikalar 70’i gösterdiğinde Fenerbahçe kulübesi hareketleniyor. Forvet çıkıp forvet, orta saha çıkıp orta saha giriyor. Yapılan değişiklikler sahadaki oyunu değiştirmediği gibi fiziki tempoyu dahi arttırmıyor. Yeni giren oyuncular bir plan dahilinde oyuna fark katmak yerine, sahadaki as oyuncuların dublörü gibi hareket ediyor. Bu durum değişerek veya gelişerek çözülmediği taktirde bu maçın son 20 dakikasında olduğu gibi kaotik maç sonlarının artmasına neden olacaktır.

Bütün bu eleştiri yumağının kazanılan bir maç sonrası için fazla olduğunu düşünebilirsiniz. Ancak şampiyonluk yolunda titiz çalışmanın önemini en çok bilmesi gereken takımın Fenerbahçe olduğunu düşünüyorum. Devre arası için çalışmaların başlamış olduğunu umuyor, eksik oyuncuların döneceği günü sabırsızlıkla bekliyorum.