Beşiktaş'ın Sivasspor galibiyetini yazmadan önce gururumuz Türk Kadın Voleybol Milli Takımı nam-ı diğer 'Filenin Sultanları'nın Milletler Ligi'nden sonra Avrupa'nın en iyi 3 takımından ikisini art arda yenerek Avrupa Şampiyonu olmasından duyduğum gururu yazmak istiyorum. Helal olsun kızlarımıza. Başta Vargas olmak üzere Zehra'sı, Eda'sı, Ebrar'ı, Gizem'i, Hande'si vs. şu zor günlerde ülke insanının yüzünü güldürdüler. Sağ olsunlar, Var olsunlar.

    Sivasspor maçının analizine önce çok kısa Dinamo Kiev'i elediğimiz turdan başlamak lazım. Beşiktaş'ı ilk defa bu kadar doksan dakikanın tamamına hakim gördüm. Özgüvenlerinin bu kadar yükselmesi elbette ki galibiyet alışkanlığından. Şenol Güneş döneminin en önemli kazanımlarından biri bu. O maçın analizini yapmayacağım ama Rebic ve Bahtiyar'ın yükselen performansları, Muleka'nın iştahı, sağbek Onur'un solbek performansı dikkate değerdi. Bu oyuncuların Sivas maçındaki verimlerinin de trendlerine uygun olarak yükseldiğini gördük.

    Gelelim Maça;
    Kaleden başlayalım. Son 2 maçta kaleye 2 top geldi. Bu kadar soğuk olmasına rağmen 'Büyük Takımın Büyük Kalecisi' haline gelen Mert Günok oldukça iyiydi. Özellikle karşı karşıya pozisyondaki soğukkanlılığı övgüyü hakediyor. Yer tutuşları, yan yopları ve top tekniği Mert'in neden Milli Takımın değişmezi olduğunu/olacağını bize gösteriyor.

    Savunma hattında Colley'in gitgide Ramos'a evrildiğini görüyoruz. Son maçlardaki 1-2 pas hatasını da hoş gördüğümü söylemeliyim. Bir de üst düzey bir sağ stoper takıma geldiğinde (Saiss kadar katkı verse yeter) Colley herkesi daha mutlu edecek.
Necip ise saygıyı hakediyor. Neresi boş ise orayı layıkıyla dolduruyor. Geçmiş yıllardaki sakarlıkları da pek yok artık. Maşallah diyelim kaptana.
Rosier temposuyla aramıza tekrar geri döndü. Önceki maçlarda savunması iyi hücuma çıkışları vasattı. Ancak son zamanlarda hem savunma hem de atak performansını artırdı. Bir de Ghezzal takıma tam anlamıyla geri döndüğünde neler olur okuyucuların takdirine bırakıyorum. Rashica ile uyumu da gelişiyor. Bize böyle bir 'Beşiktaş'ın Çocuğu' lazım.
Onur'u transfer eden kimse ona şükran duymalıyız. Müthiş bir sağ kanat oyuncusu Onur'dan müthişe yakın bir sol kanat performansı izledik. Son dakikada kaçırdığı gole ne kadar üzüldüğünü görmek de oyuncunun hırsını ve takıma aidiyetini anlamak için önemli bir durumdu. Hücuma çıktığı kadar geriye dönüşleri de çarpıcıydı.

    Sivasspor maçını diğer maçlardan ayıran maçın başından itibaren yapılan baskı ve hücum anlayışıydı. Bunun birinci sebebi Gedson'un maçın 30. dakikasında değil de 1. dakikasında oyuna ağırlığını koymasıydı. Acayip bir şeye dönüştü bu çocuk. Artık tenkit ettiğimiz gereksiz driplingleri de yapmıyor. Kendini tam anlamıyla oyuna veriyor. Geleceğin ortasahaları hep böyle olacak. Şimdiden geleceğin futbolunu oynuyor. Bitmek tükenmek bilmeyen bir enerji. Pas hataları da azalmaya başladı. İnşallah nazarımız değmez diyelim. 
Amir için çok şey yazmak lazım aslında. Transfer olduğu ilk dönemlerde sürekli eleştirilen, Galatasaray'a tek başına attığı golün bile tenkit dozunu hafifletmediği Amir için artık herkes mutabık ki; şu an bulunduğu mevkide Süper Lig'in tartışmasız 1 numarası. İşini çok iyi yapmasının yanı sıra duran top kullanma yeteneği sayesinde atılan gollere katkısı çok yüksek. Bu 2 dinamonun üçüncüsü olan Salih Uçan'ın yerine ilk onbir başlayan Alex-Oxlade Chamberlain ise 2. yarı yorulana dek(60 dk) çok iyi bir oyun çıkardı. Alex çok klas oyuncu. Ama ne yalan söyleyeyim sakatlanacak diye çok korktum. Topu seviyor. Bu, ona vurulacak darbelerin artması demek. Ve Türkiye'de 'Kazma' oyuncu çok. Umarım sakatlık yaşamaz da klasını gösterir ve takımı daha yukarıya taşır. Salih'i hiç aratmadı, ancak çıkmasına yakın şut atacakken ıskaladığı top onun maç kondisyonunun düşük olduğunu bize anlatıyor. Kondisyonu yukarı çıktığında (ki Şenol Güneş yönetiminde kesin çıkar) futbol seven herkesi mest edecektir.
Orta sahaya sonradan dahil olan Demir Ege Tıknaz'ı yazmasak olmaz. Abartmadan söylüyorum; çok büyük bir potansiyeli var. Dün de bunun örneklerini bize verdi. Şenol Hoca yaşlı/genç bakmaz, hazır oyuncu ister. Bu yüzden onun zamanında özkaynaktan oyuncu A Takıma pek çıkmaz. Eğer çıkıyorsa hazırdır. Bu yaşta buradaysa ileride ne olur kim bilir?

    Aboubakar rölantide oynamaya geri döndü. Kendisini gereğinden fazla yormuyor. Şimdilik ihtiyaç da pek yok zaten. Rakibin tüm dikkati onda. Göz açtırmamaya çalışıyorlar. Daha çok deplase olup arkadaşlarına boş alan yaratıyor. Gerektiği zaman inisiyatifi alıp oyun kotarıyor. D.Kiev maçında gol atmıştı, dün de bir asist yaptı.
Muleka, Gedson'la beraber maçın yıldızıydı. İstiyor, zorluyor. Kendisini oldukça geliştirdi. Kaçırdığı golleri atmaya başladığında çok hat-trick yapar. Sol forvet oyununa biraz mesafeli durdu bunca zaman. Ama bu sezon 'oranın en önemli adaylarından biri benim' diyor. Muleka'dan bir Larin çıkar mı? Bence çıkar. ikinci golden önceki topu kapıp atağa çıkışı akılda kalıcı ama öyle 3-4 top daha kaptı. Sivas'ın 10 numaralı oyuncusu ile sağbekini fiziğiyle ezdi geçti. Bu arada Muleka oyundan çıkarken onu yuhalayan seyircilere (Taraftar diyemiyorum) sitem etmemiz lazım. Tribün kültürü çok değişti. Beşiktaşlılık bu değil. Ayrıca futbolu bilmiyorsanız stada gelmeyin. Maçın en iyi oyuncusu yuhalayanlara buradan YUH Diyorum. 
Rashica attığı golün yanında oyun performansı da fena değildi. Henüz geçen yılki Rashica değil ama verimi artıyor. Oraya Ghezzal sağlam olarak geri döndüğünde Rashica'nın rekabetçiliği ön plana çıkacak ve orayı domine edecektir. Bu iki ismin ilerleyen haftalarda nasıl kullanılacağını çok merak ediyorum doğrusu.

    Bahtiyar, Rebic ve Cenk şimdilik kulübenin zenginliği. Ancak öyle görünüyor ki bu arkadaşlar ilk onbirin de oyuncuları olacaklar. Özellikle de Rebic. Çok özel bir oyuncu. Ve bu arkadaşın ne kadar özel olduğunu derbilerde göreceğiz.

    Bu sezon Üç Büyükler kadro kalitesinde çıtayı inanılmaz yükselttiler. Beşiktaş'ın tek eksiği kaldı; SAĞ STOPER. Eğer Saiss'ten daha verimli biri takıma kazandırılırsa Konferans Ligi Finali ve Lig Şampiyonluğu ihtimali çok yükselecektir. Beşiktaş bu sezon oynadığı resmi maçların sadece birinde berabere kaldı. O maçta da hakemlerin sonucu nasıl değiştirdiklerini gördük. Sezon başları iyi takımlar için her zaman zordur. Biz bu dönemi kadro kalitesinden ziyade oyun anlayışımızla geçtik. Bu sisteme şimdilik performansı biraz geride olan oyuncular ve sakatlar yerleştiğinde (Alex, Rebic, Cenk, Masuaku, Ghezzal vs.) yüksek seviye maçlar izleyeceğiz. Bu nedenle, eksik bölgenin tamamlanmasıyla hayal kurmaya başlayabiliriz.

Sağlıcakla kalın.