Trendyol Süper Lig'in 26. haftasında zirve takipçisi Fenerbahçe, Çaykur Rizespor ile deplasmanda karşılaştı. Kanarya ikinci yarıda bulduğu 3 golle kritik eşiği aşarak maç fazlasıyla liderliğe oturdu.

Bardağın Dolu Tarafı 

Fenerbahçe’ye haftalardır yaptığımız yorumların ve eleştirilerin ne kadar istikrarsız olduğuna bakarak bu maçı anlayabiliriz. Antrenör ekibi yaptığı hatalardan ders çıkararak, taraftarını umutlandırmaya başlarken aynı hataları 2 hafta sonra tekrarlaması, benim bu sezon içerisinde anlamlandıramadığım konuların başında geliyor. Biraz hafızamızı tazelersek; Samsunspor maçında oyunun son bölümüne en formda oyuncularından yoksun girmeye karar veren akıl, Başakşehir maçında hatasından ders alarak, oyunu ve skoru kazanmıştı. Aynı karar verici, Alanyaspor maçının son 20 dakikasında benzer bir kararla gol kralını kenara almıştı. Maçlar arasındaki istikrarsız tercihleri konuşurken, Rize’de birbirinden tamamen farklı yarılar izlerken açıkçası hiç şaşırmadım. Maç öncesi röportajda İsmail Kartal, zemini gördükten sonra oyun planımızı değiştirdik derken sahada 45 dakikanın hiçbir anında bunu görmedik. Aynı İsmail Kartal, 2. yarı öyle net ve cesur hamleler yaptı ki, övgüyle karşılık verecekken, kendimi NEDEN(!) diye sormaktan alıkoyamıyorum. Daha önce Rize’de teknik direktörlük yapan, alt liglerde kötü zeminlerde şampiyonluk yaşamış, böyle atmosferlerin havasını, suyunu, zeminini, nemini bilip çamuruyla yoğrulmuş İsmail Hocanın daha uçağa binmeden oyun planını 2. yarıdaki gibi kurgulamaması, şampiyonluk adına ümitlerimi azaltırken, herkesin ümidini kestiği anda direksiyonun başına geçerek maçı kazandırması bardağın dolu tarafına bakıp hayal kurmam için beni zorluyor.

Günah Keçisi: Mert Hakan Yandaş

İyi bir izleyiciyseniz farketmişsinizdir ki başarılı, sevilen film ve televizyon dizilerinin en büyük özelliklerinden bir tanesi yan karakterlerin hikayelerinin ve karakter gelişimlerinin iyi işlenmesidir. Şampiyonluk yarışı bir hikayeye dönüşecekse, Rize’de yardımcı oyunculara özel bir sahne vardı. Ana kahraman saha içinde boğulurken, sahneye Mert Hakan Yandaş ve Serdar Dursun çıktı. Pamuk ipliğine bağlı bu sezonda son düzlükte, bu tarz karakterlerin sorumluluk alması, oyunun içinde olması çok değerli…

Mert Hakan özelinde kişisel hatalarından bahsetmek dışında bir yanılgı içinde olduğumuzu düşünüyorum. Bonservissiz şekilde nispeten düşük ücretle rotasyon oyuncusu olarak geldiği bu camiada ona gereğinden fazla sorumluluk verilmesinin sıkıntısını yaşıyor. Hatanın kendisinden çok ona, bulunduğu rolü yükleyen karar vericilerde olduğunu düşünüyorum. Fiyat performans bakımından gayet yeterli bir futbolcu olan Mert Hakan Yandaş'ın, Emre Belözoğlu ve Volkan Demirel sorumluluğu alması, ona büyük zarar veriyor. Bu isimlerin bile zorlandığı saha dışı bu rolden sıyrılıp, saha içinde iyi olduğu alanlara bütün konsantrasyonunu vermesi Rize’de olduğu gibi onun omuzlara alınmasına yetecektir.

Zirvedekilerin En Büyük Farkı Nedir? 

Şampiyonluk yarışında Galatasaray-Fenerbahçe arasında en büyük farkın saha dışındaki algı çalışması ve bunu yönetebilen yönetici becerisi olduğunu defalarca söylemiştim. Maalesef ülkemizde özellikle yarışın ayrıntılarda geçtiği yıllarda bu tarz değişkenler çok önemli. İki takımda bu hafta zemini iyi futbol oynanmaya müsait olmayan deplasmanlarda mücadele edecekken, bütün medya sadece Eryaman Stadı'nı konuştu. Fenerbahçe çok daha kötü bir zeminde oynayacakken takvimin sıkışması nedeniyle bu konuda değişiklik olmayacağını bildiğinden bildiğimiz kadarıyla bir girişimde bulunmadı. Galatasaray camiası; başkanından hocasına kadar 1 haftadadır bütün paydaşlarıyla bir sonraki maçlarının oynanacağı stadı değiştirmeye çalıştılar. Bu durumun yaşanmayacağını bilmelerine rağmen (!) en azından sahaya bakım yapılmasını sağladılar. Muhtemelen galibiyet alacakları senaryodan bile mağduriyet üzerinden alınan zafer algısını çıkartacaklar. Fenerbahçe camiası bu lig ortamında kalmaya devam ettiği sürece bu şartlar altında savaşacak. Bu yüzden buna göre tavır alması, oyunu kuralına göre oynaması gerekirken, bunu anlaması için daha ne kadar kötü tecrübe yaşaması gerekiyor…