Trendyol Süper Lig lideri Fenerbahçe, 19. hafta maçında İstanbulspor ile deplasmanda karşı karşıya geldi. Cengiz Ünder'in 4 golle yıldızlaştığı maçı Fenerbahçe 5-1 kazandı.

Futbolu asla konuşamadığımız, ama onun dışındaki bütün konuları futbol üzerinden anlatmaya çalıştığımız ligimiz nihayet tekrardan başladı. Bu durum genelde bir motivasyonsuzluk yaratırken Fenerbahçe takımı bu boşluğu iyi değerlendirip çok fazla eksik olduğu bu kolay görünen deplasmanda 3 puanın yanında sahada iş bitiren, Avrupa standardındaki kanat oyuncusunu da kazandı. Rakibin güçlü veya güçsüz olmasından bağımsız Fred ve Djiku'nun olmadığı maçlarda Fenerbahçe oyununun çok sekel kaldığını çokça belirtmiş biri olarak, açıkçası zor geçeceğini düşündüğüm İstanbulspor deplasmanı Cengiz Ünder'in olağanüstü performansıyla çok rahat geçildi.

Fenerbahçe'nin eksik stoper tandemi kendi arasında uyumsuz ve rakibe yoktan pozisyon üretebilecek seviyede olmasının dışında çok fazla geri koşarak ön tarafın da etkinliğini bir hayli bozuyor. Özellikle Tadic ve Dzeko'yu dar alanda oynatmak ve geri koşturmamak Fenerbahçe oyunu için çok kritik… Ne kadar rahat geçen bir maç olsa da bu durum bu ikilinin performansını etkiliyor. Ancak Fred ve Djiku'nun dönmesi ve yeni transferlerle bu endişeyi uzun süre yaşayacağımızı zannetmiyorum. Fenerbahçe'nin bu denli sakarlık yapmaya uygun olduğunu ve maçın Atatürk Olimpiyat Stadı'nda oynandığını düşündüğümüzde Cengiz Ünder'in tek kişilik resitalinin kıymeti bir hayli artıyor.

Fenerbahçe geçtiğimiz yıllarda, bu sezon kadar olmasa da çokça iyi oyuncuyu kadrosuna kattı. Ama oyuncularının performansı düştüğünde veya sakatlandığında asla geri toparlayamadı. Ardından kritik anlarda puan kaybederek fazla sayıda kırılma anını kaybetti. Sizden bir an Cengiz Ünder'in Dzeko ve Tadic gibi saha içi liderinin olmadığı, sahada sorumluluğu kaliteli oyuncularla paylaşamadığı sezonlardan birinde transfer olduğunu hayal etmenizi istiyorum. Muhtemelen yerine oynayan oyuncu benzer kalitede olmadığından, yüksek bonservis bedeli bugün olduğundan fazla konuşulacaktı. Saha içinde lider ve kaptan eksikliğinden oyuncunun psikolojik dayanıklılık eşiği doğru kontrol edilmeyecek ve iyileşme süresini stres nedeniyle aksatacaktı. Saha sonuçları da olumsuz gittiğinden oyuncu çabuk tüketmeyi seven taraftarlarca “ÇÖP” ilan edilecekti. Ancak bu sefer durum bu şekilde gelişmedi. Bunun nedenlerini anlamak Fenerbahçe takımının nasıl kurulması gerektiğini de bize çok net şekilde gösteriyor. Kalitenin dışında saha içi uyumu sağlayacak parçaları bir araya getirmek de başarı için kaçınılmazdır. Mesela ispat edemesem de Dzeko'nun Cengiz’in mental dönüşünde büyük destek sağladığından eminim. Ayrıca Cengiz’in yokluğunda beklentinin düştüğü, omzundan sorumluluğu atarak kafası rahat oynayan İrfan Can Kahveci'nin de kazanılması, hatta ligin en değerli oyuncusuna evrilmesi de bu sürecin başka bir meyvesiydi.

Fenerbahçe bu sezon kafayı sıkıntılı şekilde şampiyonluğa takmış birçok oyuncuya sahip. İşte bu takıntı takımın her bireyinde de ekstra motivasyon oluştururken, taraftarı da sahanın içine çekiyor. Saha dışında inanılmaz yoğun bir gündem varken oyuncu ve teknik ekibin saha içinde yüksek arzuyla ve konsantrasyonla kalabiliyor olmasını işte tam da buna bağlıyorum. Önceki sezonlardan farkını da bu bilinç oluşturuyor.