Portekizli hoca daha sahaya çıkmadan takıma 3 puan aldırdı yorumunu yapsak, elbette bir çok kişiye abartı gelebilir. Oysa işin psikolojik kısmı hesap edildiğinde, galibiyette Santos'un da payını görebiliriz. Elbette Serdar Topraktepe'nin emeğini yok sayamayız. Çıkan kadro, mücadele oldukça iyiydi. Ancak haftalardır oynamayan takımın bir anda bu dinamizmi yakalamasında Portekizli hocanın da payı var.

Beşiktaş, haftalardır dersi boş olan, başında öğretmen olmayan bir sınıf gibiydi.
Disiplin, aidiyet, mücadele gibi kavramları tamamen kaybetmiş bir takım vardı karşımızda.
Sınıfın öğretmeni okula gelince, daha derse girmeden, öğrenciler de toparlandı.
Tabi ki savunma zaafları, topla oynama, kademe hataları gibi bir çok sorun vardı ama mücadele gücü gayet iyiydi.
Bu arada bu kadar sorunlu bir takıma, 1,5 yıllığına böyle marka bir hocayı getirmek de elbette yönetim başarısıdır.
Santos için şimdiden başarılı olur, olmaz demek pek mümkün değil ama en azından tartışmasız bir isim olduğu aşikar.

SEMİH KILIÇSOY'U KORUMAK!

Kötü geçen sezonun etkisiyle adından çok fazla söz edilmeyen genç Semih her hafta üstüne katarak, oyun seviyesini yükseltmeye devam ediyor. Rizespor maçında attığı goller, tam anlamıyla onun oyun karakterinin özeti gibiydi. Kalçadan çektiği şutların şiddeti, rakiplerini ekarte etme biçimi ve güçlü özgüveni Semih'in sıradan bir genç yetenek olmadığının işaretiydi adeta.
Attığı goller bir yanda, son dakikalarda adeta küçülerek rakibinden sıyrılıp, Cenk Tosun'a al da at demesi ise gerçekten heyecan vericiydi.
Oyun görüşü, arkadaşlarıyla pas alışverişi, çalım atabilmesi ve gerektiğinde insiyatif alması onu farklı kılan diğer özellikler.
Rol model aldığı Aguero'nun oyun stiline gerçekten benziyor tarzı. Dikkatli izlendiğinde Tevez'den de kırıntılar görebiliriz aslında.
Umarım bu iki isim kadar başarılı bir kariyeri olur.

Belli ki Beşiktaş özkaynak düzeni bir süper star adayını A takıma taşımış durumda. Burada dikkat edilmesi gereken 2 nokta var.
Birincisi oyuncunun sürekli olarak forma şansı bulması. İkincisi ise oyuncunun kulüp tarafından korunması. Çünkü bu tip genç star adayları için en büyük tehlike, etrafında oluşabilecek kalabalık güruh ve onlar tarafından şımartılmak. Elbette medya da ister istemez bu oyuncuyu biraz daha ön plana çıkartacaktır. Bu da tüm dünyada olan bir şey zaten. Genç yıldız adayı her zaman ilgi çeker.
Burada ilk sorumluluk elbette Semih ve ailesinin. Rizespor maçı sonrası yaptığı ''daha iyi olmam lazım'' açıklaması, Semih'in doğru yolda olduğunu gösteriyor. Bu gelişimdeki bir diğer önemli adres ise elbette kulüp. Beşiktaş'ın oyuncunun gelişimini sağlıklı bir şekilde tamamlaması için, Semih'i ciddi şekilde sarmalaması lazım. Bu açıdan baktığımızda da hayatı futbola genç oyuncu kazandırmakla geçmiş Samet Aybaba'nın kulüpte görev alması elbette büyük şans. Umarım herşey istenildiği gibi gider ve 2 sene sonra Semih'i bir dünya devinde izleyebiliriz.