Avrupa Ligi’nde Spart Prag ile 2 ayaklı mücadele içinde olacak olan Galatasaray, evindeki ilk maçta 3-2 ile avantajı elde etti.

 X FAKTÖRLERİN DENKLEMDEKİ YERİ

Maçın düdüğü ile birlikte 10 dakikalık bir baskı yiyen ve rakibine pozisyon veren Galatasaray, ilk yarının devamında maça ortak olmayı başardı. Maçın ritmini belirleyen taraf olduktan çok kısa bir süre sonra Kerem Demirbay ile gol geldi. Kerem Demirbay’ın son maçlardaki yükselişinin takıma fazlasıyla pozitif yansıdığını söylemek doğru olacaktır. Ceza sahasına ekstra koşularla destek vermesi, ikinci ve üçüncü bölgede oyunun iki yönünde aktif rol alması takımın oyun repertuarına önemli bir eşik atlatıyor. Fakat Galatasaray’ın öndeki yoğun baskısının işlemediği denklemde de rakipler merkezi kolay geçebiliyor. Daha atlet bir merkez oyuncusu ile orayı dengelemek, yap-bozun eksik parçasını tamamlamak demektir.

Takıma dahil olmasıyla formunu giderek bulan İcardi, yükseliş sinyallerini verdiği bir maç çıkardı. Derine gelerek takımın pas trafiğine fazlasıyla katıldı, pas istasyonu oldu ve buna paralel olarak hücumları organize etti. Savunma hatlarının arasına koşu denemeleri yapan Kerem ve Barış Alper için yaptığı etkili servisler ile zaman zaman pozisyon üretimi sağlansa da bu bağlantılar ile gol gelmedi. Mertens’in ise alanını İcardi’ye teslim ederek serbest gezmesi ile özgürlüğünü kullanmak isteyen Okan Buruk, bunun karşılığını oyunun bazı bölümlerinde alabildi.

Barış Alper ise kariyerine bir güzel maç daha ekledi. Kendi kulvarında net bir üstünlük sağlayarak takıma renk katmaya devam etti. Avrupa arenasında da boy göstermesiyle birlikte bu topraklarda çok fazla kalmaz gibi.

SORU İŞARETLERİ (?)

Davinson ve Nelsson ikilisi hem toplu hem topsuz oyunda Abdülkerim – Nelsson tandemi kadar etkili olmuyor. Topla çıkışlarda Abdülkerim’in eksikliğini hissetmek mümkün olduğu gibi topsuz oyundaki asimetrik yerleşimin sekteye uğraması gibi bir gerçek de var. Elbette, sağ ve sol bekinizin orijin bek olmadığı denklemde savunmadaki partnerlik ilişkisi olumsuz etkilenebiliyor. Davinson zaman zaman öne iyi çıkışları ile rakibin oyununa ket vursa da total olarak bakıldığında Nelsson – Davinson tandemi tatmin etmedi.

Nelsson’un kırmızı kartından sonra oyun farklı şekillenmek zorunda kaldı. Skor 2-1 ile sarı kırmızılılar lehine idi. Kırmızı karttan hemen sonra Sparta Prag gol buldu. Ki Sparta Prag’ın skoru eşitlediği  golde kafa vuruşunu yapan oyuncunun eşleştiği kişi Barış Alper Yılmazdı... Nelsson sahada olsa savunmadaki pozisyon bilgisi ve sezgisiyle hava topundan galip çıkan isim olacaktı, kim bilir… Skora denge geldikten sonra Okan Buruk’un oyuncuları oyun iştahını bir seviye artırarak pozisyon üretmeye başladı. Hızlı geçişler ile etkili olmaya çalışan Galatasaray, gole yaklaştığı pozisyonları file ile buluşturamadı.

Sonrasında hem taraftar hem sahadaki oyuncu grubu, bu kez rakibin de 10 kişi kalmasından ötürü momentumu tamamen arkasına aldı. Okan Buruk da bunu destekleyecek şekilde kenardan Zaha - Tete ve bir kaç dakika sonra da Vinicus - Ndombele hamlelerini yaptı. Aslında bu değişikliklerde Okan Buruk’un geç kaldığını söylemek de mümkün. Ön alandaki etkinliği daha efektif kılmak adına Zaha veya Tete hamlesinden birisi daha erken gelebilirdi ancak taraftarın aşkı İcardi, müthiş ilk yarı performansını attığı güzel gol ile süsleyerek galibiyeti taraftara armağan etti.

Kaptan Muslera’nın maçın başında ve sonunda takıma hayat verdiğini de normalleştirmemek, unutmamak lazım diyip bitireyim.