Alanyaspor evinde Galatasaray’ı ağırladı. Maç öncesinde Alanyaspor’un sarı-kırmızılı ekibe zorluk çıkartabileceği ihtimaller arasındaydı. Ancak Okan Buruk’un oyuncuları Alanyaspor’u evinde 4-0 mağlup etti.

Korakor devam eden şampiyonluk mücadelesinin son düzlüğündeki psikolojik üstünlüğü de bu ihtişamlı zafer ile eline almış oldu Galatasaray.

FİKİRLERİN SERBEST AKIŞINA İZİN VER!

Değişikliklerde zaman zaman geç kaldığı için eleştiri alan Okan Buruk'un Alanyaspor maçı özelinde hata yapma lüksü yoktu. İlk yarı özelinde Kerem Aktürkoğlu ve Aurier’den umduğunu bulamayan Okan Buruk, oyuncularının sönük performansına daha fazla tahammül edemezdi.

Dakika 45 itibariyle oyuna hem Ziyech hem de Kaan Ayhan dahil oldu. Böylece Barış Alper Yılmaz da – Galatasaray kariyerinde çok izlemesekte- orijin mevkisi olan sol kenar forvete geçmiş oldu. Ki bu kararın sahadaki karşılığını 2 muazzam golle aldı Okan Buruk.

Barış Alper Yılmaz sükseli yükselişine bu maç ile devam etti. Büyük ihtimalle Barış için Avrupa kapıları da bu maçtaki sol kenar performansı ile açıldı… Diğer tarafta Hakim Ziyech ise her daim tabelayı değiştirebileceğini hatırladı ve Premier Lig’deki Chelsea döneminden alışık olduğumuz bir golü Türkiye topraklarında izlettirdi bizlere.

Okan Buruk aklına gelenleri cesurca sahaya yansıttığı vakit karşılığını hep aldı. Şampiyonlar Ligi serüveni de bu söylediklerime dahil. İngilizlerin kullandığı ve benim de çok sevdiğim bir sözleri vardır: Allow a free flow of ideas… (fikirlerin serbest akışına izin ver.)

SARI KIRMIZININ GENERALİ!

Serie A’da 9 sezon (11/12 – 19/20) üst üste ligi süpüren, adeta lige ambargo koyan Juventus’un en büyük alamet-i farikası şüphesiz savunma kurgusuydu. Juventus’un ön hattında isimler değişse de stoper tandemi hiç değişmedi. 9 sezonluk hegomanyanın değişmeyen stoper tandemi Bonucci ve Chiellini idi.

‘’Bir takımın omurgası’’ diye söz ederken veya herhangi bir takımın ilk 11 tahtasını okurken ilk olarak kaleci ve savunmadan okumaya başlarız.

Juventus örneği gibi önemli/önemsiz çoğu şampiyonluğun gizli kahramanlarıdır stoperler. Hem toplu hem topsuz oyunda üstlendikleri sorumluluk ağırdır. Toplu oyunda takımın oyun kurulumunu başlatan, takımı inaktif durumdan aktif duruma getiren ve takıma vites artıran oyunculardır stoperler. Eğer herhangi bir takım bu güzel oyunu doğru oynamak istiyorsa stoperleri göz ardı etmemeli.  Bu tezimin altını ise günümüzdeki stoperlerin piyasa değerlerini örnek vererek rahatça doldurabilirim. Dünya’nın önemli teknik direktörlerinden belki de en önemlisi Pep Guardiola’nın da stoper oyuncularına olan ekstra ilgisini de görüyoruz. Pep’in oyun felsefesinde stoperlerin çok önemli olduğunu ve bu doğrultuda senaryo ürettiği, çizdiği de su götürmez bir gerçek.

Şunu da ekleyeyim: Çok görkemli bir sahnede tüm gözleri ve ilgiyi üstüne toplayan solistler, (forvetler) perde arkasında müziğin tüm seyrini belirleyen ve soliste konfor alanı oluşturan sanatçılar (stoperler) olmadan sahnedeki anlamlarını tamamen yitirirler.

Galatasaray’ın geçen sezonundaki şampiyonluğunun gizli kahramanları da şüphesiz Nelsson ve Abdülkerim idi. Ki geçen sezon Galatasaray sadece 27 gol kalesinde görmüştü. Madalyonun diğer tarafında -toplu oyunda- ise Abdülkerim’in oyun kurulumuna verdiği destek de yadsınamazdı. Nelsson ise -zamanla daha da geliştirdiği- hem sağ çizgiye hem de ters tarafa attığı efektif uzun toplarla takımın oyun repertuarına çeşitlilik katarak seviye atlatıyordu.

Takımın adeta ‘’generali’’ olan Nelsson, takıma adım attığı ilk günden beri sarsılmaz duruşu ile takıma ve izleyicilere güven veriyor. Geçen sezon yaptığı kritik müdahalelere yenilerini eklemekle kalmıyor, bu sezon Sacha Boey’in yokluğunda pek çok kez sağ bekin kademesine de girerek 2 mevkiyi birden oynuyor. Hatta bir örnek ile hafızalarınızı tazelemeye vesile olmak isterim. Çok değil, geçmişe doğru ufak bir yolculuğa çıkalım… Davinson Sanchez’in forma şansı bulduğu ve bunu çok iyi değerlendirdiği dönemi hepiniz hatırlarsınız. Nelsson bu süreçte Danimarka basınına röportaj verdi. Söylediklerinin muhattapı çok açık şekilde anlaşılıyordu. Okan Buruk’a kırgındı ve böyle giderse takımdan ayrılacağını bile ifade etmişti. Nelsson, devamında rekabet içinde olduğu Davinson’dan formayı adeta söktü aldı ve bence hak ettiği generallik koltuğuna tekrar oturdu. Ki Okan Buruk da bu süreçte belki de hocalığında yaptığı en iyi şeyi yaparak ‘’forma adaletini’’ sağlamaya devam etti.