Icardi, Torreira, Boey, Milo, Okan hoca, Nelsson, tribün, sosyal medya, space odaları, Nando… G.Saray şampiyonluğunda hepsinin kuşkusuz büyük payları var. Öykülerini yazıya dökecek, hikayelerini anlatacak, menkıbelerinden güzellik türetecek durumda değiliz. Bunu aralarında benim de olduğum birçok insan bihakkın yapabilir.

Şampiyonluk için söyleyebileceğim iki cümle şu olur…. 30 yaş altı G.Saray taraftarları unutmamalı… Tıpkı dün gece şampiyonluk sonrası kulüp resmi hesabından atılan twitte olduğu gibi… G.Saray kültüründe “YETMEZ BİZE BİR KUPA, ŞİMDİ HEDEF AVRUPA…” şiarı geçerlidir. İlavede bulunayım… G.SARAY İÇİN ŞAMPİYONLUK ARAÇTIR; AMAÇ DEĞİLDİR… Tadında sevinip hedefini Edirne ötesine koymazsan yanılırsın… Seneye şampiyon olur musun? Evet… Ancak onun adı G.SARAY GENİ olmaz. 

Peki G.Saray şampiyonluğu elde ederken saha dışında hangi avantajlara sahipti. Elbette başkan… Elbette Dursun bey… Peki hangi Dursun bey? 

11 Haziran 2022’deki seçimde sandıktan Dursun Özbek çıkarken siyaseten parçalı bir koalisyon iktidara geldi G.Saray’da… Çünkü Metin Öztürk’ün adayken, Dursun beyin listesine birkaç arkadaşıyla girmeyi kabul etmesi iç siyasi dengeleri Özbek lehine çevirmişti. Çünkü bu tutum, Dursun beye Eşref Hamamcıoğlu önünde seçimi kazandırırken iktidara koalisyonu getirmişti. 

Deve dişi gibi isimler vardı yönetimde… Cemal Özgörkey, Niyazi Yelkencioğlu, Eray Yazgan, İsmail Sarıkaya, Dikran Gülmezgil gibi her biri kulüp siyasetinde ciddi yerler tutan yönetim kurulu üyeleri göreve geldi. 

Sportif A.Ş yönetim kurulunda da İbrahim Hatipoğlu, Nihat Kırmızı ve Erden Timur gibi güçlü figürler bulunuyordu. 

Dursun Özbek gerek idari, gerek mali, gerekse sportif olarak bu ekibi yönetmek buradan da başarı üretmek zorundaydı. Yöneteceği sadece A4 kağıtlar, bilançolar, hukuki metinler, birikmiş sorunlar, taraftar konsolidasyonu değil aynı zamanda egolardı. 

Milyar dolarlık işleri olan Erden Timur’un…

Feragat ettiği adaylık ile Metin Öztürk’ün…

Devasa bir içecek endüstrisinin başında köklü bir G.Saray’lı Cemal Özgörkey’in…

Büyük bir sigorta şirketi sahibi Nihat Kırmızı’nın…

Kulüp siyasetinin nirengi noktalarından Eray Yazgan’ın…

İktisat dünyasının bilinen simalarından Dikran Gülmezgil’in…

G.Saray sivil toplumunun etkili figürlerinden İbrahim Hatipoğlu ve İsmail Sarıkaya’nın…

Ve elbette ki sayın Dursun Aydın Özbek’in….

EGOSU yok muydu? 

Ve sayın Özbek…. Kendisininki dahil olmak üzere bu egoları yönetmek zorunda değil miydi? 

Evet işte onu yaptı… İş yönetiminin yanına CAPRICE MANAGAMENT dediğimiz ego yönetimini de ilave etti…

Ekonomik sorunların yaşandığı, bürokratik sıkıntıların baş gösterdiği zamanlarda yerli/yersiz, haklı/haksız, zamanlı/zamansız kaprisleri de yönetti…

Siyasette hem ülkemizde hem de dünyada başkanlık sistemlerinin parlamenter sisteme olan kıyası gündemde… İkisini de savunanlar var. 

Dursun Özbek bu süreçte hem BAŞKANLIK yaptı, hem de İRİ BİR KOALISYONA BAŞBAKANLIK… 

Kazanan G.Saray oldu… Saha tamam, maç tamam, oyuncu tamam, transfer tamam, tribün tamam… Ama sayın başkan Özbek’in bu yönetişim başarısı olmasaydı, başarının gelmesi bu kadar kolay olmayabilirdi. 

Tebrikler başkan, tebrikler G.Saray…