ZORLU DOLMABAHÇE ATMOSFERİ! Uzun yıllar rakiplerin korkulu rüyası olan Dolmabahçe ortamı, bu maçta Beşiktaşlı oyuncular için zorlu bir sınav haline gelmişti.

Sakatlanan oyunculara, ateşi çıkanlar da eklenmiş, takım kendi evine 11 eksikle gelmek zorunda kalmıştı.

9 maçta sadece 3 kez kazanabilmenin oluşturduğu özgüven problemi ve tribünlerin istifa öfkesi, bu maçı kritik derecede zor hale getirmişti. 

Burak Yılmaz'ın elde kalanlardan oluşturduğu 11 hiç de kötü değildi. Chamberlain'i Cenk Tosun'un arkasına yerleştirmek, Onur Bulut'tan kanat desteği beklemek, Ghezzal'le oyunu kurmaya çalışmak kağıt üzerinde doğru olsa da, pratikte işlemedi. Ne Ghezzal'in ayakta duracak hali vardı, ne de orta sahanın pozisyon üretecek kapasitesi. 
İlk yarı sona erdiğinde yüzde 71 topla oynamaya 0.26'lık gol beklentisi istatistiği yine korkunç bir şekilde karşımızdaydı.

2. yarı duran toptan kilidin açılmasıyla Beşiktaş rahatladı. Sezon başından bu yana üretim problemi yaşayan siyah beyazlılar yine hücumda organize olamayarak ama bu sefer mücadeleden vazgeçmeyerek kazanmayı bildi. 

BURAK YILMAZ 

Yanlış kadro mühendisliği, kötü transfer hamleleri, sportif direktör - hoca anlaşmazlığı ve neticesinde 12 maçlık yardımcı antrenörlük kariyeri sonrasında bombayı kucağında bulan, daha doğrusu bile isteye bombayı kucağına alan Burak Yılmaz. Hayatının ilk teknik direktörlük deneyimini, tarihin en kaotik dönemlerinden birini yaşayan Beşiktaş'ta yaşamak tabi ki onun da istediği bir şey değildir. Böyle bir  mutsuz ortamda, böyle isteksiz bir futbol takımına sihirli dokunuş yapmak pek mümkün değil elbette.
O yüzden faturayı ona kesmek mantıklı değil. 
Taktiksel anlamda henüz istediklerini sahaya yansıtmasa da, mücadele konusunda takımı ileri itmeye çalıştığı belli. Bahtiyar'ı ön alanda denemek, Rebic'i kazanmak, aidiyetini kaybedenleri kulübeye göndermek gibi dokunuşlarla, takıma yol aldırma şansı hala mevcut. Bekleyip, göreceğiz.

SEÇİM VE TAKVİMİ

5 Ekim'de Lugano mağlubiyeti sonrası seçime gideceğini açıklayan Beşiktaş, 30 Ekim'de seçim tarihini netleştirdi. Böyle bir süreçte 25 gün kaybetmek bile, kan değişikliğinin ne kadar elzem olduğunu gösteren önemli bir vaka.
Bundan sonra Ahmet Nur Çebi aday olmaz.
Emre Kocadağ ve Hasan Arat arasında bir seçim olacak gibi duruyor. Çevresi çok bastırsa da Adalı'dan somut bir açıklama yok. Ancak ikili seçimle, üçlü seçim aritmatiğinin çok farklı olacağını söyleyebiliriz.