GALATASARAY HABERLERİ: Bu sezonun flaş isimlerinden olan ve gösterdiği performans ile takımının lig şampiyonu olması yolunda önemli hizmetlerde bulunan Mertens önemli açıklamalarda bulundu. Özel hayatı, futbol kariyeri, takım içi yapılan anlaşmalara dair pek çok bilinmeyen de bu sayede yanıt bulmuş oldu. Mertens'in açıklamaları şu şekilde;

-37 yaşına girdin ama hâlâ çok formda görünüyorsun. Bunu nasıl başarıyorsun?

“Henüz ciddi bir fiziksel rahatsızlık yaşamadığım için şanslıyım. Çoğu futbolcu acı çektiği için bırakır. Örneğin Mousa Dembele'yi hala düzenli olarak duyuyorum. Çin'de futbol oynarken hala Avrupa'dan birçok teklif alıyordu. Ve neden onları kabul etmediğini hiç anlamadım. Ama şöyle derdi: "Dries, çok ağrım var." Bileği yeni kırılmıştı."

-Vücudunuzda yaşlanma belirtisi yok mu?

"Hayır, aslında hiç yok. Tabii ki bazen biraz ağrıyla ayağa kalkıyorum. Şampiyonluk maçını da iğne ile oynadım. Ve son yıllarda biraz yavaşladım. Ama bunun dışında kendimi hala gayet iyi hissediyorum. Sanırım bunda benim geç atılımımın da etkisi var. Utrecht'te ilk lig maçıma 22 yaşındayken çıktım. Romelu Lukaku ise 16 yaşındayken Anderlecht'te şampiyonluk yaşamıştı. Bu büyük bir fark."

-Sözleşmeniz bu yaz sona eriyor. Sona yaklaşıyor musunuz?

"Temel olarak yakında bir yıllık sözleşme imzalayacağım. Önümüzdeki sezonun sonunda 38 yaşına gireceğim ve sonrasında kariyerim normal olarak sona erecek. Zor bir karar mıydı? Hayır, burada çok güzel yaşıyoruz, İstanbul harika bir şehir. Finansal olarak yine iyi bir teklifti ve Galatasaray gerçekten çok güzel bir kulüp. Burada her şey yolunda."

-Zirvede bırakmak. Bu bir seçenek değil miydi?

"Oyundan hâlâ çok keyif alıyorum. Gelecek yıl biraz daha az oynamayı bile umursamam. O zaman takımın geri kalanını yedek kulübesinden motive etmeye çalışacağım. Galatasaray hiç gelmemiş olsaydı, kariyerim yine başarılı olurdu. Bu sadece pastanın üzerindeki krema. İlk sezonumda Avrupa'da oynamadık. Sonra Kat ve Ciro ile çokça seyahat edebildim. Antalya, Bodrum, İzmir, Kapadokya. Harikaydı. İtalya benim için her zaman dünyanın en güzel ülkesi olacak ama bu arada Türkiye de kalbimi çaldı."

- Kariyerinize bu kadar güzel bir ekleme yapabileceğinizi bekliyor muydunuz?

"Hayır, dürüst olmak gerekirse iki yıl önce zaten bırakmayı düşünüyordum. Birkaç teklifi geri çevirdim. Napoli'ye karşı başka bir İtalyan kulübüyle sözleşme imzalamayı başaramadım. Suudi Arabistan ve Amerika'dan da ilgi vardı ama Kat bundan hoşlanmadı. Galatasaray doğru zamanda geldi. Geçen sezona son sezonum olacakmış gibi girdim. Koçun ve kulübün niyetinin benim daha az oynamam olduğunu da hissettim. Ziyech, Zaha ve Ndombele'yi getirdiler. Büyük isimler. Ama ben yine de bir noktada takıma geri dönmek için savaştım ve takımda kaldım. Evet, bu sezon gerçekten kendime sürpriz yaptım."

ICARDI İLE ANLAŞMA YAPTIM

-Hatta asist kralı oldunuz.

"Açıkçası bununla çok gurur duyuyorum. Bir süre sonra gol de oldu. Mauro Icardi, Edin Dzeko (rakip Fenerbahçe'den) ile birlikte en çok şut atan oyuncular listesinin başındaydı ve benim en çok asist yapan oyuncudan iki asist eksiğim vardı. O noktada Mauro ile bir anlaşma yaptım. Kendim gol yapabileceğim birkaç topu ona bıraktım. Başarılı da oldum. O en iyi şutör oldu, ben de asist kralı."

-Türkiye'nin eski yıldızlar için şişkin bir lig olduğuna dair bir algı var.

"Ligin kalitesi yükselebilir, bu doğru. Bu sezon üçüncü sıradaki takımdan 35 puan daha fazla topladık. Burada zirve ile diğerleri arasındaki fark çok büyük."

-Belçika'ya dönüş söz konusu değil miydi?

"Hayır, bunu hiç düşünmedim. Beni yanlış anlamayın: Toby Alderweireld'inki gibi bir hikayeyi gerçekten seviyorum. Ama bu bana pek bir şey ifade etmiyor. Kendi kariyerimi kimseyle takas etmem. Dokuz yıl Napoli'de yaşadık ve yakında üç yıl da İstanbul'da yaşayacağız. Bunu kim söyleyebilir?"

Kazım Karataş Rusya takımında! Kazım Karataş Rusya takımında!

-Varsayalım ki bu gerçekten son sezonunuz olacak: Sonra

"Bir gün Belçika'ya döneceğiz. Ciro için... Antwerp'te bir yer satın aldık ama Leuven üssümüz olabilir. Napoli'de de bir evimiz var. Yaz tatillerimizi orada geçireceğiz. İşin güzel tarafı, önümüzdeki yıllarda da Ciro ile istediğimiz yere gidebileceğiz. Bunun avantajını kullanmak istiyoruz. Önce dünyayı dolaşmak, sonra da Belçika'da Ciro'ya bir çocuğun ihtiyacı olan hayatı sunmak. Kafamızda böyle bir şey var. Aslında bu sonbaharda Avustralya ve Yeni Zelanda'ya gitmeyi planlıyorduk. Kat'in kız kardeşi bir süre orada yaşadı. Ancak bu planı bir yıl daha askıya almak zorundayız."

-Futbolu her zaman perspektif içinde tutabildiğinizi düşünüyoruz.

"Bunun nedeni seçtiğim yol olabilir. Örneğin hikâyemin Eendracht Aalst'ta başlamış olması hoşuma gidiyor. Ve o günlerde hala her yerde çok küçük olduğumu düşünüyorlardı. Napoli'de geçirdiğim dokuz yılın altı yılında da yedektim. İnsanlar bazen bunu unutuyor. Tüm bunlar beni bugün olduğum kişi yaptı. Futbol benim için her şey mi? Hayır, kesinlikle değil. Bunu yapmaktan keyif alıyor muyum ve mümkün olduğunca uzun süre formda kalmak için elimden gelen her şeyi yapacak mıyım? Yapacağım. Ama benim için hayatta çok daha önemli şeyler var. Kariyerimden sonra futbolu çok özleyeceğimi sanmıyorum."

-Bu yaz Avrupa Şampiyonası yaklaşıyor. Son 10 yılda Mertensin olmadığı ilk büyük turnuva olacak. Garip bir duygu mu?

"Hâlâ biraz. Ama bununla barışığım, biliyorsunuz. Tedesco ve Vercauteren milli takımla ilgili planlarını açıklamak için beni görmeye geldikleri için mutluyum. O andan itibaren Kırmızı Şeytanlar benim için kapanmış bir sayfaydı. Yine de kapıyı hep aralık bıraktım. Tedesco çok acil bir durumda beni yine de arasaydı tereddüt etmezdim. Bilin diye söylüyorum, böyle bir şey olmadığı için mutluyum. Çünkü şu anda sadece tatile çıkmak istiyorum. Son aylarda bu uluslararası dönemlerde biraz dinlenmek de beni memnun etti. İnsanlar tüm o seyahatlerin ne kadar zor olduğunu hafife alıyor."

-Ve televizyonda maç analisti olarak bir gelecek düşünüyor musun?

"Bir analist çok fazla futbol izlemek zorunda. Ve ben bunu yapmaktan pek hoşlanmıyorum. Bırakın bir futbolcuyla bir restorana gideyim, hayatı hakkında konuşayım ve geleceğini planlayayım. Bunu daha çok seviyorum."

Editör: Kutay Bilgin