“Gerçeklerin birgün ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır”

Yıllar önce en umutsuz anda Emile Zolanın bu sözünü Aykut Kocamandan dinlemişti Fenerbahçe taraftarı… Yıllar geçti haklılıkları teker teker ortaya çıkarken bile bir defa temiz nefes alamadı 2006 Denizli faciasından günümüze… Tekrar ayağa kalkmak için bütün şartlar oluştuğu anlarda bile kendi yaptığı ve ona yapılan yanlışlar, kumpaslar arasındaki çelişkili sezonlarda tek tek geçti yorgun Fenerbahçelinin ağıran saçlarından… Bugün geldiği noktayı yine efsane golcünün sözünü bu sefer en temiz kalbiyle Fenerbahçeyi gönlünde taşıyanlar için söylemek istiyorum: “Bir ceza var. Kim verdi bu cezayı bilmiyorum ama bir ceza var. Sadece maçı değil, futbolu terk edip gitmek istiyor insan.”

Sezonu bu noktaya kadar getiren ve büyük bir bölümde harika oyun sergileyen futbolcu grubuna teşekkür etmek istiyorum. Onların mücadelesini, kalitesini, potansiyelini yedek kulübesinin önünde bütün stresini sahaya yansıtarak yavaş yavaş sömüren teknik ekibe rağmen sahada kaldıkları her an taraftarları onurlandırarak mücadele ettiler. Özellikle Trabzonspor deplasmanından sonra saha içinde kazanılan motivasyonu  saha dışında yok edem yönetim kararlarına maruz kalmalarına rağmen mücadeleyi bırakmadılar. Bu nedenle fatura artık tek bir ismin elinde…

Fenerbahçeli önündeki engellerin farkında…

Fenerbahçeli her stadyumda onu yenmek ve vitrine çıkmak için normalden 10 kat daha kan ter içinde mücadele edecek anadolu takımlarının olduğunun farkında! Onu yenmenin değerini hiçbiriyle ölçemeyecek bir büyüklük duygusuna ulaşılacağının farkında!Fenerbahçeyi yok etmek için kurulan kumpasların, kurşunların farkında! Şampiyon olmak için rakiplerine nazaran sıfır hatayla mücadele etmesinin gerektiğinin farkında!Tökezlediğinde kendisinden başka kimsesi olmadığının farkında! Tam da bu nedenle 2018 yılında bütün mazeretlerin üstünden silindir gibi geçebilecek tek Fenerbahçeliyi sevinç çığlıklarıyla başkan seçti. Ancak akabinde kurulan zayıf yönetimle sanki ilk defa ülke futboluyla ve Fenerbahçe’yle tanışıyor gibi herkesin farkında olduğu bu bataklıkta dostluk naralarıyla 4 sezonu staj evresi olarak kullanıldı. Son 2 sezon milyonlarca Fenerbahçelinin farkındalığına erişmesinin akabinde bu sefer de ne yaparsa yapsın bu yapıyla mücadele ederken başarılı olamayacağını kanıtladı. Başkan Ali Koç ne kadar iyi bir Fenerbahçeli olsa da girdiği her savaşta kaybederek, kendisi ve Fenerbahçe için en kötü senaryoda baş kahraman olarak sona geldi. 

Sene başında Fenerbahçe camianın psikolojisinden ve bunun saha dışından tutunda sakatlık süreçlerine etkisinden bahsetmiştik. Bu kronik hastalıklı durum düzeltmek için kurulan kadro kalitesinin ilaç olacağını düşünmüştüm. Nitekim son 10 yılda yere en sağlam basan kadro olsa da antrenör ve yönetim kademesindeki liderlik eksikliği kendi kendine rayında iyi giden düzeni 2 hafta gibi bir süreçte amaçsız ve tükenmiş bıraktı. Camianın bundan  sonraki tek gündemi olan seçim sürecini merakla bekliyor olacağım. Haklı da olsa mazeretleri konuşan değil onlara çözüm bulacak yönetimin seçileceği bir kongre süreci ümit ediyorum.