Galatasaray’da işler yeniden karışmaya başladı. Sezona Avrupa’da hızlı ve özgüven dolu bir giriş yapan sarı-kırmızılı ekip, ekim ve kasım aylarında art arda yaşanan sakatlıklar ve beklenmedik puan kayıplarıyla birlikte moral bozan bir sürece girdi. Bu tablo, taraftarların aklına geçen sezonun aynı dönemde yaşanan düşüşünü getirdi.
Geçen sezon Avrupa Ligi macerasına fırtına gibi başlayan Aslan, ilk 4 maçtan 3 galibiyet ve 1 beraberlikle çıkmış, ancak kasım ayının sonunda ivmesini kaybederek grup aşamasını yalnızca 14. sırada tamamlamıştı. Ardından play-off turunda AZ Alkmaar’a elenen Galatasaray, taraftarına büyük bir hayal kırıklığı yaşatmıştı.
Bu sezon da hikâye benzer başladı. Cim-Bom ilk 4 maçında 3 galibiyet alarak ilk 8 hedefini gündeme taşıdı. Ancak sakatlıkların yine aynı döneme denk gelmesi planları bozdu. Eksik kadroyla çıkılan U.S Gilloise maçının kaybedilmesiyle sarı-kırmızılıların ilk 24’e kalma hedefi bile riskli hâle gelmeye başladı. Kasım, aralık ve ocak döneminde artan sakatlıkların yeniden ortaya çıkması, “kabus geri dönebilir” endişesini güçlendirdi.
Galatasaray’ın fikstürü de göz açtırmıyor. Monaco deplasmanının ardından iç sahada Atletico Madrid’e karşı kritik bir sınav verecek olan Aslan, grup aşamasını ise zorlu Manchester City deplasmanında tamamlayacak. Rüya gibi başlayan Avrupa serüveninin aynı noktada yeniden sekteye uğraması, “Bu nasıl tesadüf?” sorusunu da beraberinde getiriyor.