Dolmabahçe’de Talih Döndü

Futbolun talihi yıllar sonra “siz çok çektiniz, şimdi biraz size güleyim” dedi…

Abone Ol

Beşiktaş, Trendyol Süper Lig’in 11. haftasında Fenerbahçe’yi ağırladı. Zirveden uzak, hem yönetim hem teknik direktör Sergen Yalçın için adeta “ya tamam ya devam” niteliğinde bir maçtı.
Diğer tarafta ise, sezona kötü başlayan ama son haftalarda yeniden ayağa kalkmayı başaran bir Fenerbahçe vardı. Tedesco, haftalardır belki de ilk kez bu kadar net bir güven oyu almış durumdaydı. Bu maç, sadece zirve yarışına yeniden ortak olmak için değil; bu güvenin kalıcı olup olmayacağını görmek için de büyük bir sınavdı.

Ama biz Fenerbahçeliler çok iyi biliyoruz…
Son 11 yılda ne zaman umutlansak, ne zaman “işte şimdi başlıyoruz” desek, hep o kırılma maçında bir duvara çarptık.
İşte Dolmabahçe’deki bu gece, tam da o zinciri kırma ihtimali taşıyordu.

Aslında tam da beklendiği gibi başladı her şey.
Fenerbahçe maça çok kötü girdi, Beşiktaş klasik soğuk duşunu erkenden attı. Tribünlerin ateşiyle 15 dakikada 2-0… Binlerce Beşiktaşlı coşku içinde, Fenerbahçe ise yine o tanıdık çaresizlik içinde. Bu senaryoyu ezbere biliyoruz biz.

Ama sonra…
Orkun, o kadar gereksiz, o kadar çiğ bir hareket yaptı ki, Beşiktaş 10 kişi kaldı. Belki de bu an sadece maçın değil, sezonun kırılma anıydı.

Son haftalarda çok övdüğüm Tedesco’yu bu maçın ilk bölümünde hiç beğenmedim. Takım sahada darmadağınıktı. Ama bir şekilde, biraz karakter, biraz da fırsatçılıkla Fenerbahçe ilk yarıyı 2-2’ye getirdi.
İkinci yarı başlarken herkes aynı şeyi düşündü: “10 kişi Beşiktaş’ı rahat yeneriz.”
Ama öyle olmadı.
Tempo düştü, oyun karardı, değişiklikler istenen etkiyi yaratmadı. Tam “yine olmuyor” derken, sanki futbolun talihi yıllar sonra “siz çok çektiniz, şimdi biraz size güleyim” dedi…

Ve Duran sahneye çıktı.
Haftalardır sahaya çıkmayan, sakat denilen, mental olarak çökmüş olduğu konuşulan John Duran…
Tek başına pozisyon yarattı, maçı aldı, Fenerbahçe’yi yeniden diriltti.

Fenerbahçe 3-2 kazandı.
Bitti denilen sezon yeniden başladı.
Tedesco, bu galibiyetle sadece üç puan değil; güven, saygı ve inanç kazandı. Artık o koltukta “geçici” değil, gerçekten Fenerbahçe teknik direktörü olarak oturuyor.

Yeniden doğmaya çalışan bir takımın ilk gerçek nefesi.